Ortopedik Hastalıklar

Ortopedik hastalıklar başlıca:

  1. Karpal Tünel Sendromu
  2. Kırık 
  3. Ön Çapraz Bağ Yaralanmaları
  4. Menisküs Yaralanmaları
  5. İç Yan Bağ Yaralanmaları
  6. Avasküler nekroz
  7. Kalça ve Diz Protez Cerrahileri
  8. Donuk Omuz - İmpingement Sendromu
  9. Medial - Lateral Epikondilit
  10.  Kas Yırtılmaları
  11. Torasik Outlet Sendromu (TOS)
  12. Topuk Dikeni

 

KARPAL TÜNEL SENDROMU – CARPAL TUNNEL SYNDROME

Karpal tünel sendromu nedir?

   Karpal tünel; el bileğinde bulunan kemik ve fibröz doku tarafından oluşmuş kanaldır. Tabanını karpal kemiklerin(el bileği kemikleri; hamatum, scaphoideum, trapezium, pisiforme) konkav anatomik şekli, çatısını ise retinaculum flexorum olarak adlandırılan ligament yapısı oluşturur.

                       

   Karpal tünelden el bileğinin flexor(içe büken) kasları ve median sinir geçer. Median sinir hem duyu hem motor(hareket) göreve sahiptir. Median sinirin duyu görevi; 1., 2., 3. Phalanxların palmar kısımlarının tamamı ve 4. phalanxın palmar kısmının yarısının duyusunu alır. Motor görevi ise; başparmağın kavrama görevini yerine getirmesinde rol alan kasların motor fonksiyonunu kontrol etmektir.

   Karpal tünel sendromu; median sinirin çeşitli sebeplerden dolayı karpal tünel içerisinde sıkışması sonucu ortaya çıkan anomali durumudur. En sık görülen sinir sıkışması tipidir.

Karpal tünel sendromunun nedenleri nelerdir?

   Karpal tünel sendromu nedenleri ;

-Volar karpal ligaman ve tendon kılıfların kalınlaşması

-Tünelde madde birikimi

-Anormal anatomik oluşumlar

-Sinirdeki bağ dokusu artışı

-Eklem sinoviti

-Travma öyküsü; meslek ya da hobiye bağlı tekrarlayan hareketler, nesnelerin sürekli tekrarlayıcı kavranması

-Sistemik hastalıklar; bazen bu sendrom, diabetes mellitus,hipotiroidizm, akromegali, romatoid artrit, gut gibi başka hastalıkların bir parçası olarak da karşımıza çıkabilir.

-Gebelik etkeni; gebelikte el bileği kanalında ödeme bağlı daralma ve median sinirde sıkışma meydana gelir. Muayene ile tanı konur. Gebelerde EMG çekilmez. Dayanılmaz ağrıları olanlar kanal içine kortizon enjeksiyonundan fayda görürler. Ameliyata gerek yoktur. Gebelik sonlanınca kendiliğinden geçer.

Karpal tünel sendromunun belirti ve bulguları nelerdir?

   Karpal tünel sendromu;

*gece elde artan, uykudan uyandıran uyuşukluk ve ağrı (bu şikayetler eli sallamakla hafifler)

*parmaklarda iğnelenme hissi

*elden kola ve omuza vuran ağrı

*elde güçsüzlük kavrama sorunları

*sabah el bileğinde şişlik ve el krampları

*kronik ve ileri seviye hastalarda tenar kaslarda atrofi(başparmak kökündeki kasların erimesi ve bölgenin hacmini kaybetmesi)

   gibi şikayetler ile ortaya çıkmaktadır.

Karpal tünel sendromunun tanı yöntemleri nelerdir?

   Genel olarak anamnez ve fizik muayene ile tanı konmaktadır. Hastanın şikayetlerini anlatmasıyla klasik olarak teşhis konulabilmektedir. Çünkü tipik öyküleri vardır. Kesin tanı sinir iletim testleri ile konulmaktadır. Servikal disk herniasyonu, artroz, torasik outlet sendromu gibi bazı hastalıklarla benzerlik gösterdiği için kesin tanı EMG ile konmaktadır.

   Karpal tünel sendromu tanısında; phalen testi, ters phalen testi, flick bulgusu, tinel bulgusu, iskemik test etme, kuvvet kaybı testi, karpal kompresyon testi ve duyu muayene kullanılan testlerdir. Ayrıca EMG’nin yanı sıra; kan testleri, ultrasonografi, düz radyografi, BT ve MR da kullanılan diğer tanı testleridir.

Karpal tünel sedromunun tedavisi nedir?

   -Cerrahi olmayan tedavi; kısa süreli, hafif tutulum gösteren vakalar için önerilmektedir.

*istirahat

*nonsteroidantiinflamatuar(NSAI) ilaçlar

*nötral pozisyon sargıları: tutulum hafif veya orta dereceli olduğu zaman vakada %50 iyileşme sağlamaktadır. Hasta ağır elişi çalışmasına dönmediği sürece iyi sonuç vermektedir. Nüksetme olasılığı yüksektir                                                    

*steroid enjeksiyonu; 15 ay içinde vakaların %30 unda nüksedebilmektedir. Tekrarlayan enjeksiyonlar mümkündür.

-Cerrahi tedavi; cerrahi olmayan tedaviye dirençli vakalar için veya ciddi duyu kaybı ve tenar kaslarda atrofinin mevcut olduğu vakalar için uygulanır. Karpal tünel iki taraflı ise genelde daha ağrılı olan el opere edilmektedir.

                             

   Karpal tünel sendromundan korunmak ve karpal tünel sendromunu engellemek için;

*su tutulumunu azaltmak için tuz alımını kısıtlamak

*el bileğini uzun süre aynı pozisyonda tutmamak

*düzenli aralıklarla el bileğini dinlendirmek

*uzun süre tekrarlayıcı karakterde hareketler yapmamak

*obesite karpal tünel sendromu için bir risk faktörü olduğundan kiloya dikkat etmek

*karpal tünel sendromunu önlemeye yönelik egzersizler yapmak

                         

*aşırı kullanmayı önlemek, fazla yük binmesine neden olacak işlerden kaçınmak

*uykuda hasarlı el bileği üzerine yatmamak

*ödem oluştuğunda avuç içine ve bileğe masaj yapmak, soğuk uygulamak ve ödemi dağıtmak

gibi dikkat edilmesi gereken noktalara önem verilmelidir.

                     

   Önce doktorunuza ve sonra fizyoterapistinize başvurunuz.

                 

MEDİAL EPİKONDİLİT – GOLFÇÜ DİRSEĞİ

Medial epikondilit (golfçü dirseği) nedir?

   Medial epikondilit; humerusun (kol kemiğinin) medial epikondili (dirsek ekleminin iç tarafı) üzerine tutunan el bileği flexor (el bileğini içe büken) kaslarının ve pronator (el bileğini içe çeviren) kaslarının tendonlarında oluşan kronik inflamasyondur.

       

   Medial epikondile tututan kaslar;

*flexor carpi radialis

*flexor carpi ulnaris

*palmaris longus

*pronator teres

   En çok etkilenen kas flexor carpi radialistir.

                           

Medial epikondilitin (golfçü dirseğinin) nedenleri nelerdir?

   El bileğinde medial epikondile tutunan bu kasların yapışma yerlerinin, el bileğinin flexion ve pronasyon şeklinde aşırı kullanımına neden olan mesleki, uğraşsal veya sportif aktiviteler sonucu zedelenmesi, inflamasyon ve fibrozis oluşumunu meydana getirmektedir.

   Medial epikondile tutunan kasların tekrarlayan kasılmaları, tendonlardaki gerilim kuvvetini arttırmaktadır. Bunun sonucunda  tendonlarda ve entez bölgesinde mikrotravmalar meydana gelmekte ve medial epikondilit oluşmaktadır.

   Medial epikondilit golf oynayan kişilerde sık görüldüğü için golfçü dirseği adıyla da anılmaktadır. Ayrıca raket sporları yapanlarda, haltercilerde, okçularda, sürekli yazı yazanlarda ve marangozlarda da rastlanabilmektedir. Medial epikondilit en çok 20 ile 49 yaş aralığındaki erkeklerde yaygındır. Erkeklerde medial epikondilit görülme sıklığı kadınlara göre iki kat fazladır.

Medial epikondilitin (golfçü dirseğinin) belirti ve bulguları nelerdir?

   Medial epikondilit belirti ve bulguları;

-medial epikondilde eritem ve ağrı; ağrı ön kolun medialine(iç tarafına) uzanmaktadır. Dirsek flexionu(dirsek bükülmesi) ve pronasyonu(el bileğinin içe döndürülmesi) sırasında ağrıda artış görülmektedir.

                            

-sertlik

-parezi; güçlü kavrama ve el bileği hareketlerinde kuvvet kaybı görülmektedir.

-parestezi; unlar sinir etkilenimine bağlı 4. ve 5. parmaklara uzanan parestezi(his kaybı, uyuşma)  oluşabilmektedir.

-ödem

-hassasiyet; medial epikondil üzerinde hassasiyet oluşmaktadır.

Medial epikondilitin (golfçü dirseğinin) tanı yöntemleri nelerdir?

   Genellikle fizik muayene yeterlidir ancak başka komplikasyonların olmadığından emin olmak için ağrılı bölgenin röntgeni çekilebilmektedir.

                                  

Medial epikondilitin (golfçü dirseğinin) tedavisi nedir?

   İstirahat, aktivite modifikasyonu, soğuk uygulamalar, nonsteroidantiinflamatuar(NSAI) ilaçlar, eklem hareket açıklığı egzersizleri, ortezleme ve yardımcı cihaz önerileri, iyontoforez tekniği, ESWT, germe ve güçlendirme egzersizleri, steroid enjeksiyonu, kuru iğneleme, GTOS terapi, akupunktur gibi konservatif tedavi seçenekleri içinden hastaya uygun olanlar ile kişiye özel tedavi programı hazırlanmaktadır. Ayrıca konservatif tedavi sürecinden faydalanamayan hastalar için cerrahi tedavi seçeneği de vardır.

                      

                                           

   En uygun tedavi için önce doktorunuza ve sonra fizyoterapistinize başvurunuz.

 

 

LATERAL EPİKONDİLİT – TENİSÇİ DİRSEĞİ

Lateral epikondilit (tenisçi dirseği) nedir?

   Humerusun(kol kemiği) lateral epikondili(dirsek ekleminin dış tarafı) üzerine tutunan el bileği extansor(el bileğinin yukarı kaldıran) kas grubunun  tendonlarının kronik inflamasyonudur.

Lateral epikondilde ve ön kolun extansor kas yüzeyinde ağrı ile karakterize, kolun en yaygın lezyonlarından biridir. Tenisçi dirseği olarak da adlandırılmaktadır. Tekrarlayıcı zorlu el bileği extansionunu içeren aktiviteleri yapanlarda görülmekte ve kronik ağrı sendromuna yol açmaktadır.

                              

   Lateral epikondile tutunan kaslar;

-extansor carpi radialis brevis

-extansor carpi radialis longus

-extansor carpi ulnaris

-extansor digitorum

-extansor digiti minimi

   En çok etkilenen kas extansor carpi radialis brevistir.

Lateral epikondilitin (tenisçi dirseği) nedenleri nelerdir?

   Lateral epikondilit bir aşırı kullanım yaralanmasıdır. Önkolun pronasyonuyla(el bileğinin içe dönmesi) bazen supinasyonuyla(el bileğinin dışa dönmesi) birlikte oluşan devamlı ve güçlü extansion hareketi en sık yaralanma mekanizmasıdır.

          

   Lateral epikondilitin görülme sıklığı %1-3 olarak belirtilmektedir. Medial epikondilite oranla görülme sıklığı 10-20 kat daha fazladır. Görülme yaşı 35-50 arası olup, erkeklerde daha sıktır. Çoğunlukta dominant(baskın) kol etkilenmekte, nadiren bilateral(çift taraflı) olmaktadır. Her ne kadar tenisçi dirseği olarak adlandırılsa da %5-10 olguda tenis etkendir ve tenis oynayanların %40-50 sinde hayatlarının herhangi bir devresinde ortaya çıkabilmektedir. 1980 de Dünya Sağlık Örgütü(DSÖ) lateral epikondiliti iş kapasitesini sıklıkla limitlediği için bir dizabilite(özür) olarak sınıflandırmıştır.

                         

   Lateral epikondilitte; marangozlar, sürekli klavye-mouse kullananlar, sürekli yük taşıyanlar, tenisçiler ve ev hanımları risk grubunun çoğunluğunu oluşturmaktadır.

Lateral epikondilit (tenisçi dirseği) belirti ve bulguları nelerdir?

   Dirsek lateralinde hassasiyet ve parestezi(his kaybı, uyuşma, karıncalanma) görülmektedir. Genellikle bu tabloya eritem(kızarıklık) ve ödem eşlik etmektedir. Lateral epikondilitte oluşan ağrı ön kola yayılabilmekte ve bası uygulandığında şiddetli ağrı hissedilmektedir. Ayrıca el bileğinde güçsüzlük, kavrama kuvvetinde azalma ve günlük yaşam aktivitelerinde önemli derecede limitasyon mevcuttur. Tenisçilerde backhand uygulamada ağrı şikayeti vardır.

                 

Lateral epikondilitin (tenisçi dirseği) tanı yöntemleri nelerdir?

   Tanı için anamnez ve fizik muayene genellikle yeterlidir. Lateral epikondil üzerinde palpasyonla(dokunmayla) ağrı, normal dirsek hareketleri ile zorlu hareketlerde ve özellikle üçüncü parmak extansionunda(yukarı kaldırıldığında) karşı koyucu güçlerle oluşan ağrı, lateral epikondilden ön kola yayılan ağrı tanı için önemli kriterlerdir. Eğer dirsek hareketlerinde kısıtlılık varsa eklem patolojisi de aranmaktadır.

                                

Lateral epikondilit (tenisçi dirseği) tedavi yöntemleri nelerdir?

   Lateral epikondilit tedavisinde temel amaçlar; ağrıyı kontrol etmek, hareketi korumak, dirseğin gücünü arttırmak, hastanın yaşam kalitesini yükseltmek ve tedavinin yan etkilerini en aza indirmektir.

   Genellikle konservatif tedavi başarılı olmaktadır. Lateral epikondilitte konservatif tedavide; istirahat, elektroterapi, buz tedavisi, masaj, manipulasyon-mobilizasyon, medikal tedavi ve egzersiz tedavisi gibi seçenekler arasından hastaya uygun olanlar seçilerek rehabilitasyon programı hazırlanmaktadır. Ayrıca konservatif tedavinin yanında kuru iğneleme, akupunktur, kinezyoterapi ve bantlama teknikleri, GTOS terapi, derin friksiyon masajı gibi bu uygulamaların eğitimini almış uzmanlarca yapılacak, yardımcı tedavi seçenekleri ile rehabilitasyon süreci ciddi derecede kısalmakta ve tedavinin kalıcılığı arttırılmaktadır. Konservatif tedavide başarı sağlanamazsa cerrahi seçenekler tercih edilir.

       

                          

   Lütfen doğru tedavi ve etkili sonuç için önce doktorunuza ve sonra fizyoterapistinize başvurunuz.

 

 

TORASİK OUTLET SENDROMU – TOS

Torasik outlet sendromu nedir?

   Servikoaksiller kanal içinden geçen subclavian arter ve ven, brachial pleksus dallarının superior toraks çıkışında kompresyona uğramasıyla ortaya çıkan semptomlar topluluğudur. Yani köprücük kemiğimiz, birinci kaburgamız ve o bölgedeki birkaç kas grubunun arasında kalan damar-sinir paketinin sıkışması ile oluşan bir hastalıktır.

                           

   Servikoaksiller kanal;

-alt kenarını birinci costa (kaburga)

-üst kenarını clavicula (köprücük kemiği)

-ön kenarını clavicula ile birinci costayı birleştiren costaclavicular ligaman

-arka kenarını scalenius medius kasının oluşturduğu bir bölgedir.

     

Torasik outlet sendromunun nedenleri nelerdir?

   Birinci costa ve/veya clavicula kırıkları, humerus(kol kemiği) çıkığı, toraks(göğüs) yaralanmaları, servikal spondilozis, omuz eklemi ani hareketleri, üst ekstremite (kollar ve omuzlar) künt yaralanmaları gibi travmatik nedenleri vardır. Diğer nedenleri ise servikal costa anomalisi, bifid clavicula, anormal 1. costa sendromu, scalen kas hipertrofileri, omohyoid kas hipertrofisi, C7 uzun transvers çıkıntısı, fibromusküler bantlar, düz clavicula gibi konjenital (doğuştan) problemler oluşturmaktadır.

                   

Torasik outlet sendromunun belirti ve bulguları nelerdir?

   Hangi yapıların bası altında kaldığına göre değişir. Üst ekstremite aktiviteleri, baş üstü ve abduksion (kolu yana açma) hareketlerinde bulgular  daha belirgindir. Nörojenik (%90-95), vasküler (%5-10) ve mikst (%20) olmak üzere 3 tipi vardır.

   Nörojenik belirtiler;

-ağrı

-parestezi(his kaybı)

-ekstremitelerde güçsüzlük)

-periferik kaslarda (merkezden uzak kaslarda) atrofi (kas dokusu kaybı) görülür.

         

   Üst pleksus(sinir ağı) basısı(C5-7);

*ağrı;aynı taraf supraclavicular(köprücük kemiği üst kısmı) bölgededir ve göğüs ön kısmı, jugular bölge(boyun), parascapular  ve scapula(kürek kemiği) arkasına yayılır. Ekstremitede ise radial sinir uzanımına uygun olarak kol ve ön kolun dış yarısında da ağrı olur ve ilk üç parmakta sonlanır.

*güçsüzlük;ilk üç parmakta, el bileğini yukarı kaldırmada, dirseği açmada ve omuz ile kolu hareket ettirmede vardır. (önkol extansor kaslar, triceps, deltoid kaslarında güçsüzlük)

                

   Alt pleksus(sinir ağı) basısı(C8-T1);

*ağrı;göğüs ön duvarı, bası tarafı supraclavicular(köprücük kemği üst kısmı) bölge ve scapula(kürek kemiği) üzerinde lokalizedir. Üst pleksustaki gibi ağrı yayılım göstermez. Ekstremitenin iç yarısı ve elin hipotenar(avuç içinin serçe parmak tarafında kalan kas bölgesi)  kısmında hissedilir.

*parestezi;elin ve ön kolun unlar sinir alanında görülür.

*güçsüzlük;4. ve 5. Parmaklar, dirsek, el bileği flexorleri(el bileğini aşağı indiren kaslar) güçsüzleşir. Hipotenar kaslarda da etkilenim olabilir.

                

   Vasküler belirtiler;

Arter(atardamar) basısına bağlı;

-elde soğuma ve solukluk

-ağrı

-renk değişiklikleri

-fonksiyon bozuklukları

-trofik bozukluklar

-parmak ucu iskemisi(beslenememe), gangren

-kollarda incelme ve kuvvet kaybı

Venöz(toplardamar) basıya bağlı;

-ödem

-venöz göllenme

-ekimotik renk değişiklikleri

-dolgunlukta artma

-deride nemlilik

   Servikal disk hernisi(boyun fıtığı) ve carpal tünel sendromu ile karışabilir. Bedensel aktivitenin fazla olduğu genç yaş grubunda daha fazla gözlenir. Semptomlar bası ile orantılıdır. %60-70 oranında bilateraldir(çift taraflı).

                       

Torasik outlet sendromu tanı yöntemleri nelerdir?

   Röntgen, MR, EMG, doppler(damar görüntüleme) ve provakatif testler ile tanı konmaktadır. Adson testi(scalen test), costaclavicular test(askeri duruş testi), hiperabduksion testi, abduksion-external rotasyon testi(roos testi) ve basınçlı provakasyon testi özel testlerdir ve tanıda kullanılmaktadır.

Torasik outlet sendromunun tedavisi nedir?

   Torasik outlet sendromu tanısı konulduktan sonra yapılan ayrıntılı değerlendirme ile kişiye özel rehabilitasyon programı hazırlanmaktadır. Hastanın değerlendirme sonuçlarına göre yakın ve uzak hedefler konulmakta ve bu hedeflere yönelik egzersiz programı belirlenmektedir. Belirlenen egzersiz programı germe, kuvvetlendirme, izometrik, izotonik, eksantrik ve konsantrik egzersizler gibi bir çok hareketten oluşturulmaktadır. Uygulanacak egzersiz programına masaj teknikleri, elektroterapi yöntemleri, GTOS terapi, akupunktur, kuru iğneleme, günlük hayatta uygulanacak ergonomik değişiklikler ve ergoterapi gibi hastaya uygun ek tedavi seçenekleri de eklenerek; süreç hızlandırılmakta ve başarılı sonuçlar alınmaktadır. Sendromun seviyesine ve konservatif tedaviden olumlu sonuç alınmaması üzerine cerrahi yöntemler tercih edilmektedir.

   Torasik outlet sendromu bir çok hastalıkla karıştırılabilmektedir. En doğru tanı ve tedavi için önce doktorunuza ve sonra fizyoterapistinize başvurunuz. 

 

 

 

   

 

Randevu için Hemen İletişime Geçin!
Bize telefon numaranızı bırakın. Uzmanlarımız sizi arayıp bilgilendirsin.
SİZ BİZİ ARAYIN
Whatsapp İletişimHemen ara